5 Aralık 2012 Çarşamba

Burried Alive (1990)

İlk olarak, bu film Frank Darabont'un aynı yönetmiş olduğu ilk uzun  metrajlı film değildir! Bu sebeple filmi izlemeye başladıysanız, geçmiş olsun...
Filmin başında Edgar Allan Poe'dan esinlediği yazısını görünce insan ister istemez heyecanlanıyor. Bu filmde Poe ile alakalı olarak, etrafta manasızca dolaşan kara bir kediden başka birşey yok. Poe uyarlamaları için Roger Corman'ın versiyonlarını seyretmek çok daha katlanabilir ve mantıklı gelecektir.
Filmin kısaca özeti: sorunlu genç kızların bulunduğu okula/akıl hastanesine (şansa bakın ki ismi Raven Croft!, çok yaratıcı) genç ve güzel bir öğretmen gelir. Genç kızlar, teker teker Ronald Reagan!  maskeli bir katil tarafından öldürülerek ya da diri olarak, bir mahzene gömülür.Bu arada öğretmenimiz sürekli olmadık yerlerden çıkan eller tarafından toprağa çekildiği sanrısını yaşamaktadır. Bu alakasız sahneleri nasıl bağladıklarını merak ediyorsanız, rahatlayın çünkü bağlayamışlar! Biraz Suspiria (kızlar okulu), biraz 13. Cuma/A Bay Of Blood, çok az da Corman'dan alakasız parçalar bulabilirsiniz.
Filmin tek sıkıcı olmayan kısmı, kurbanlarımızın ölüm şekilleri. Kafasına mala saplanması ile ölen genç, bigudi yerine blender kullanırken saçını dolayarak/elektrik ile çaprılarak ölen genç kız filmimizin en seyredilesi kareleri.
Ayrıca Donald Pleasence'ı da unutmamak lazım. Yine bir filmde doktoru canlandırıyor.
Ancak sıkılmadık candan ümit kesilmez teoremini ispatlamak istiyorsanız bu filmi seyredin derim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder