25 Kasım 2014 Salı

The Borderlands (2013)

Yine bir bulunmuş/kayıp görüntü filmi ile karşılaşınca ister istemez keyfim kaçmıştı.  Yine de The Borderlands filmine seyretmek için bir şans verdim ve pişman olmadığımı belirtmeliyim. 
Filmimiz İngiltere'de geçiyor. Geçmişi biraz karanlık olan ve alkol problemi olan eski rahip Deacon ve kamera konusunda uzman ama biraz uçarı Gray, Vatikan tarafından İngilterede küçük bir kasabadaki kilisede meydana gelen olağanüstü olayı araştırmak için görevlendirilirler. Olay, bir vaftiz sırasında meydana gelmiş, sunağın üzerindeki tüm eşyalar hareket ederken, görüntülenmiştir.     İkilimiz olaya şüpheyle yaklaşıp, görüntüleri inceleyip, olayı yaşayan rahip ile görüşürler. Rahip, olayı yaşadığından emin olduğu gibi giderek kendini olaylara daha çok kapıldığını görürüz. Gray'in teknoloji harikası kameraları ile hem kaldıkları evi hem de kiliseyi donatırlar, yetmediği gibi kafalarına da uyku harici çıkarmadıkları minik kameraları takarlar (iyi bir fikir, bu şekilde diyaloglara da şahit olabilmekteyiz). Evlerinin dışında yanam bir koyun , kiliseden gelen garip sesler, rahipten ve halktan kuşku etmelerini sağlar. Ancak olağanüstü okayların artması ve kilisenin rahibinin gözleri önünde intihar etmesinden dolayı şüpheleri giderek artmaya başlar. İntihardan sonra Vatikan olaylara müdehale etmek için peder Mark'ı ikilimize göz kulak olmak için göndermiştir. Mark, pek de sempatik olarak tanımlayamayacığımız, işi kitabına uygun kapatmak isteyen bir görevlidir. Kendini alkole iyice kaptırmaktadır ve Mark ile ters düştüğü için, Vatikan tarafında pek tasvip edilmeyen peder Calvino'dan yardım isterler. İşin aslı kilise, Hristiyanlık öncesi bir Pagan kutsal alanına inşa edilmiştir...
Son yıllarda seyrettiğimiz Vatikan ve şeytan çıkarma konularının dışında , dini temalı filmlere pek tanık olmamıştık. Filmin  artı yanlarından biri, din üzerine kurulmuş olmasına rağmen konuyu suistimal etmemiş olması. Hristiyanlık temasının altında Pagan inanışlarına da aynı mesafe ile yaklaşması filmi daha inandırıcı kılıyor. İkincisi oyunculuklar çok başarılı, özellikle Deacon rölünde Gordon Kennedy rolünün hakkını vermiş. Çok fazla görsel efekt olmamasına rağmen, film boyunca korkutucu anlar yaşayabilirsiniz.
Benzeri pek çok film olmasına rağmen, sıkılmadan izleyebileceğiniz bir film. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder